
Kabul ve Adanmışlık Terapisi (ACT)
Psikolojik esneklik ise engeller olsa bile hayatta önem verilen şeylere doğru ilerleyebilmek için işe yarayacak eylemleri seçebilme becerisidir. Anlamlı ve doyurucu bir yaşam için önümüzde engel olarak gördüğümüz duyguları, düşünceleri, anıları ve bedensel duyumları fark ederek, onları değiştirmeye veya kontrol etmeye çalışmadan kabul ederek davranışlarımız üzerindeki etkilerini azaltmak ve bu sayede değer verdiğimiz alanlarda davranışlarımızı sürdürmek temel amaçtır. ACT ile psikolojik katılığın azaltılması, psikolojik esnekliğin geliştirilmesi sağlanmaya çalışılır.
ACT’IN KLASİK BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI TERAPİDEN FARKI
Klasik Bilişsel Davranışçı Terapi, duygu ve düşüncelerin içeriğine odaklanır ve onları daha uyumlu hale getirmeye çalışır. ACT ise duygu, düşünce, imaj, bedensel duyum, dürtü gibi içsel yaşantıları değiştirmeye, yok etmeye ya da azaltmaya çalışmaz. Bu yaşantılarla kurduğumuz ilişkiye odaklanır ve bu ilişkiyi daha uyumlu hale dönüştürmeye çalışır.
ACT’ye göre soruna yol açan bize acı veren duygu ve düşünceler değil, onları kontrol etmeye ya da onlardan kurtulmaya çalışırken yaptığımız davranışlardır. Örneğin başarısız olacağı düşüncesiyle kaynaşan ve yoğun kaygı yaşayan bir gencin bu duygu ve düşüncelerden uzak kalmak için okula gitmekten veya sınavlara girmekten kaçınması, sürekli geçmişi veya gelecekteki olası felaketleri düşünmesi, kaygıyı gidermek ve rahatsız edici düşüncelerden kurtulmak için sürekli dizi izlemesi onu yaşamak istediği hayattan uzaklaştırır. İşte ACT, düşüncelerimizi “mutlak gerçekler” olarak görmek yerine sadece birer “düşünce” olarak görmek, hayatın doğal bir parçası olan acı verici duygu, düşünce ve hislerden kaçınmak yerine varlıklarını kabul etmek, geçmiş ya da geleceğe takılı kalmak yerine şimdiki ana odaklanmak, nasıl bir insan olmak istediğimizi yani değerlerimizi keşfetmek ve bu değerler doğrultusunda harekete geçmekle ilgili bir terapi yöntemidir.
PSİKOLOJİK KATILIK MODELİ
ACT ruhsal sorunları psikolojik katılık modeli ile açıklar. Psikolojik katılık kişinin bulunduğu bağlamda davranış repertuarının dar olmasıdır ve altı süreçten oluşur. Bu boyutlar; bilişsel kaynaşma, yaşantısal kaçınma, şimdiki anla temasın kaybolması, kavramsal benliğe bağlanma, değerlerin açık olmaması ve işlevsiz davranışlar olarak sıralanmaktadır.
- Bilişsel kaynaşma: Kişinin zihnindeki düşüncelerin davranışları üzerindeki baskınlığını ifade eder. Kişi düşüncelerini “mutlak gerçekler” olarak gördüğünde, durum ve koşullar ne olursa olsun bu düşünceler doğrultusunda hareket eder. Örneğin “ellerimi yeterince yıkamazsam sevdiklerime zarar veririm” düşüncesi ve bu düşünce nedeniyle dakikalarca el yıkama davranışı bilişsel kaynaşmaya örnektir.
- Yaşantısal kaçınma: Kişinin hoşa gitmeyen duygu, düşünce, bedensel duyum, anı, imaj gibi içsel yaşantılarını azaltma veya değiştirme çabasıdır. Kısa vadede işe yarar gibi görünse de uzun vadede sorunların artarak sürmesine yol açar.
- Kavramsal geçmiş ve geleceğin baskınlığı: Kişinin geçmişte olanlar veya gelecekte olabileceklerle aşırı ilgilenmesi ve şimdiki andan uzaklaşmasıdır. Zamanın çoğunu geçmişte yaşananları analiz etmekle ya da geleceğe dair planlar, hayaller veya endişelerle geçirmek şu anda yapılabilecekleri gerçekleştirmeye engel olur.
- Kavramsal benliğe bağlanma: Kişinin geçmiş deneyimlerinin etkisiyle kendini etiketlemesidir. Örn. “ben başarısızım”, “ben çirkinim”. Bu yargılar kişinin davranışlarını sürekli olarak belirlediğinde davranış repertuarını daraltıp kişiyi anlamlı bir hayat sürmekten alıkoyabilir. Örneğin “ben başarısızım” yargısı kişiyi birçok yeni deneyimden alıkoyabilir.
- Değerlerden uzaklaşma: Kişinin bir davranışta bulunurken değerlerini göz önüne almaması, ya da değerlerinin farkında olmamasıdır.
- İşlevsiz davranışlar: Kişinin hoşa gitmeyen içsel yaşantılardan kaçınmak için sergilediği davranışlardır. Örneğin dikkat dağıtmak için televizyon izlemek, bazı durumlardan/kişilerden kaçınmak, sürekli geçmişi düşünmek, kendine zarar verici davranışlar gibi.
PSİKOLOJİK ESNEKLİK MODELİ
Psikolojik esneklik duygu, düşünce, bedensel his, dürtü gibi içsel yaşantılara dikkat ve açıklıkla yaklaşarak şimdiki anla temas etmek, değerler doğrultusunda kararlı şekilde davranışlar sergilemektir. Kabul, ayrışma, şimdiki anla temas, bağlam olarak kendilik, değerler ve adanmış eylem olmak üzere altı boyuttan oluşur:
- Kabul: İster hoşa gitsin ister rahatsız edici nitelikte olsun duygu, düşünce, bedensel his gibi içsel yaşantıların olduğu gibi var olmalarına, gelip gitmelerine izin vermek, onlarla mücadele etmeyi bırakmaktır. Kabulün temel amacı kişiye rahatsızlık ya da acı veren bu yaşantıların kişinin değerlerine uygun şekilde davranmasına engel olmasının önüne geçmektir.
- Ayrışma: Kişi üzerinde düşüncelerin baskınlığının kalkmasını ifade eder. Böylece kişi düşüncelerinin mutlak gerçekler değil, sadece “düşünce” olduğunu fark eder. Düşüncelere itaat etmeyi de onlarla savaşmayı da bırakır.
- Şimdiki anla temas: Kişinin içinde bulunduğu anda kendi içinde ve dış dünyada olup biteni gözlemlemesi ve yargısızca farkında olmasıdır. Kişi o anda kendi duygu, düşünce, bedensel duyumları ve çevrenin ne kadar farkında olursa davranışları üzerindeki kontrolü o kadar artar ve değerlerine uygun davranışları seçebilir.
- Bağlam olarak kendilik: Kişinin içsel yaşantılarını gözlemleyebildiği sabit ve değişmez benlik seviyesidir. Bağlamsal benlik geliştiğinde kişi kendisinin deneyimlerinden ibaret olmadığını, deneyimlerin geçici olduğunu fark eder.
- Değerler: Kişinin hayatını nasıl sürdürmek istediğine dair tercihi, sürekli olarak nasıl davranmak istediğidir.
- Adanmış eylem: Zor da olsa kişinin değerlerine uygun eylemlerde bulunması, gerekeni yapmasıdır. Hayatı zengin, dolu ve anlamlı kılan bu tür davranışlardır.
ACT TERAPİ SÜRECİ
ACT’nin temel hedefi psikolojik esnekliği arttırmak, yani danışanların kabul ve farkındalık becerilerini kullanarak değerleri doğrultusunda bir hayat sürmelerine yardımcı olmaktır. Bu hedef doğrultusunda kabul, ayrışma, şimdiki anla temas, bağlam olarak kendilik, değerler ve adanmış eylemler olmak üzere altı müdahale boyutu üzerinden çalışılır.
Tüm terapi yöntemleri gibi ACT için de ilk basamak değerlendirmedir. Bu amaçla danışanın başvuru nedenleri, belirtileri, genel ruhsal durumu, kişisel öyküsü, aile öyküsü, terapiden ne beklediği gibi alanlarda bilgi alınır. Danışan için nelerin önemli olduğu (değerleri), bu değerler doğrultusunda geçmişte neler yaptığı, şu anda ne yapmak istediği, ona rahatsızlık veren duygu, düşünce, bedensel his gibi yaşantıları ve bunlardan kurtulmak için hangi yöntemleri kullandığı belirlenir.
ACT danışanın aktif katılımını gerektiren bir terapi sürecidir, sadece sorunlar hakkında konuşmaktan ibaret değildir. Bu amaçla uygulamalar, alıştırmaların kullanıldığı, seanslar arasında da uygulamaların sürdüğü bir davranış terapisidir. Terapi sürecinde davranışsal hedefler belirlenir, bu hedeflerin önündeki engeller ve bu hedeflere ilerlerken sahip olduğu kaynaklar saptanır. Her seans bir önceki seansın değerlendirilmesi ile başlar. İki seans arasında danışanın değerleri doğrultusunda neler yaptığı değerlendirilir. O seans için gündem belirlenerek terapiye devam edilir.
Özetle Kabul ve Adanmışlık Terapisi (ACT), bireylerin zorlayıcı duygu ve düşüncelerle mücadele etmek yerine, onları kabul ederek değerleri doğrultusunda anlamlı bir yaşam sürmelerine yardımcı olan üçüncü dalga bilişsel davranışçı terapi yaklaşımlarından biridir. ACT, psikolojik esnekliği artırarak kişinin şimdiki ana odaklanmasını, düşüncelerine farklı bir perspektiften bakmasını, kaçınmak yerine içsel deneyimlerini kabul etmesini, değerleri doğrultusunda harekete geçmesini destekler. Bireyin zorlayıcı deneyimlere rağmen yaşamını doyumlu bir şekilde sürdürebilmesini amaçlar.