Sınav Kaygısı
Kaygı, olumsuz durumlarla karşılaşma olasılığı olduğunda ortaya çıkan psikolojik, fizyolojik ve davranışsal bir tepkidir. Aslında kaygı, olumsuz veya beklenmedik durumlarla başa çıkmayı kolaylaştıran, kişinin bir plan dahilinde hayatını düzenlemesini ve hatta hayatta kalmasını sağlayan oldukça işlevsel bir duygudur. Ancak kaygı patolojik hale geldiğinde, yaşam zorluklarıyla başarılı bir şekilde başa çıkmayı engelleyebilir.
Sınav kaygısı, öğrencilerin sınavlara hazırlanma ve katılma sürecinde yaşadıkları yoğun stres ve endişe durumudur. Bu kaygı, öğrencinin sınav performansını olumsuz etkileyebilir ve genel yaşam kalitesini düşürebilir. Sınav kaygısı, özellikle çocuklar ve ergenler arasında yaygın olup, akademik başarıya olan baskının artmasıyla daha da yoğunlaşabilir.
Sınav Kaygısı Belirtileri ve Etkileri
Kaygının hemen her türü, bilişsel, fiziksel ve davranışsal belirtilere sahiptir. Sınav kaygısı da çocuk ve ergenlik dönemindeki bireylerde bu belirtilerle kendini gösterir. Bilişsel belirtiler arasında gözlemleyebileceğiniz durumların bazıları şunlardır:
- Sınav esnasında ve öncesinde kurulan felaket senaryoları
- Olumsuz otomatik düşünceler
- Okuduğunu anlama zorluğu
- Dikkatin dağılması
- Bellek sorunları, bilgilerin düzenlenememesi ve depolanamaması
Fiziksel belirtiler arasında gözlemlenebilecek durumların bazıları şunlardır:
- Baş ağrısı,
- Mide bulantısı,
- Kalp çarpıntısı
- Uykusuzluk
- Ateş basması
- Yüzde kızarma
- El ve ayaklarda üşüme veya terleme
- Titreme
- Kan basıncının yükselmesi
- Solunumun hızlanması
Öte yandan gözlemlenebilecek davranışsal belirtiler ise şunlardır:
- Ayak sallama
- Ellerle veya parmaklarla ritim tutma
- Yavaşlama, ağır hareket etme veya hareket edememe
- Ya da aşırı canlılık, sürekli hızlı hareketlerde bulunma, yerinde duramama ve huzursuzluk
- Uyku bozuklukları
- İştah değişiklikleri
- Sınavlara girmekten ve ders çalışmaktan kaçınma
Bu belirtiler, öğrencinin sınavda odaklanmasını zorlaştırarak performansını düşürebilir. Uzun vadede, sınav kaygısı öğrencinin genel motivasyonunu etkileyebilir ve okula karşı olumsuz bir tutum geliştirmesine yol açabilir.
Değerlendirme
Sınav kaygısının doğru bir şekilde ele alınabilmesi için öncelikle kapsamlı bir değerlendirme süreci gereklidir. Değerlendirme sürecinde öğrencinin kaygı düzeyi, kaygıya yol açan faktörler ve bu kaygının öğrencinin akademik ve sosyal hayatını nasıl etkilediğini analiz edilir. Bu süreçte aile ile yapılan görüşmeler ve okul performansına yönelik değerlendirmeler de önemlidir. Ayrıca öğrencinin genel ruh sağlığı durumunu değerlendirmek için psikometrik testler ve gözlemler de kullandığımız enstrümanlar arasındadır.
Tedavi
Sınav kaygısının tedavisi bireye özgü bir yaklaşımla planlanmalıdır. Tedavi sürecinde bilişsel davranışçı terapi (BDT) gibi yöntemler kullanılabilir. BDT, öğrencinin olumsuz düşünce kalıplarını değiştirmesine yardımcı olarak kaygı ile başa çıkma becerilerini geliştirir. Bunun yanı sıra gevşeme teknikleri, nefes egzersizleri ve zaman yönetimi stratejilerini de tedavi sürecine dahil edilebilir. Aile desteği ve okul iş birliği, tedavi sürecinin başarısını artıran en önemli faktörlerdir.
Sınav kaygısı çok şiddetli ve uyum bozucu olduğunda ya da eşlik eden farklı psikiyatrik bozukluklar olduğunda ilaç tedavileri de gerekli olabilmektedir. İlaç tedavisine karar verilirken uzmanlar kullanılacak ilacın çocuk veya gencin günlük işlevselliğini bozmayacak, bilişsel yetilerini olumsuz etkilemeyecek nitelikte olmasına dikkat ederler. İlaç tedavileri çoğu kez tek başına kullanılmaz, uygun psikoterapi yöntemleriyle birlikte yürütülür.
Erken müdahale ve doğru tedavi yöntemleri ile sınav kaygısı yönetilebilir ve öğrencinin akademik başarısı ve genel yaşam kalitesi artırılabilir. Hem psikoterapiler, hem de ilaç tedavilerinin etki gösterebilmesi için belli bir zaman gerekmektedir. Bu nedenle çocuğunuzda sınav kaygısı belirtileri gözlemliyorsanız, sınavların çok yaklaşmasını beklemeden profesyonel yardım almak için bir çocuk ve ergen psikiyatrisi uzmanı ile iletişime geçmenizi öneririz.